
BEAYC NATO Summer School
2-9 Haziran tarihleri arasında YATA Bulgaristan’ın Smolyan şehrinde düzenlediği BEAYC NATO Summer School etkinliğinde YATA Türkiye, üyelerinden Hüseyin Dönmez tarafından temsil edildi. 15 ülkeden 30’a yakın katılımcı, AB Komisyon Üyeleri, Bulgar Yöneticiler, ABD Askeri Ataşesi ve farklı dallardan akademisyenler ile düzenlenen etkinlikte Karadeniz’deki Güvenlik Meseleleri, Kadınların Kamusal-Askeri Alana Katılımı, Nükleer Tehlikeye Karşı Savunma, Balkanlar’daki Rus Destekli Aşırı Sağcı Paramiliter Gruplar, Hibrid Savaş, NATO’nun Geleceği ve Avrupa Birliği konularında eğitim verildi, fikir alışverişlerinde bulunuldu ve geleceğe dair politikalar üretildi.
Kırım’ın uluslararası hukuka aykırı bir biçimde Rusya tarafından ilhak edilmesiyle Kırım’da kurulan yönetimin Karadeniz’de oluşturduğu güvenlik risklerine karşı Türkiye ve Romanya’nın alabileceği önlemler ve geliştireceği ortaklıklar tartışıldı. Yine Kırım işgali ile bölgede yapılan nükleer yığınaklar ve kurulan füze sistemlerinin Türkiye ve müttefikler üzerindeki tehdit durumu ortaya konuldu. Ukrayna topraklarında Rusya tarafından körüklenen ve iç savaşa yol açan ayrılıkçı hareketlerin benzerlerinin Bulgaristan, Sırbistan ve Makedonya’da da güçlü örgütlenmelere sahip oldukları konuşmacıların araştırma sonuçlarıyla ortaya konuldu. Ev sahibi olan Bulgar katılımcılar da ikinci bir Ukrayna dramının yaşanmaması için NATO ve özellikle komşu Türkiye’nin desteğine dikkat çekti.
Terörizmle ve Rus destekli operasyonlarla mücadelede değişen şartların Hibrid Savaş meselesine önem kazandırdığı belirtildi. Medya, Sivil Toplum Kuruluşları ve diğer sivil kanatların toplumu etkilemede askeri güçten daha fazla ve daha etkin kullanıldığı ortaya konuldu. Türkiye özelinde dezenformasyon, yalan haber ve sosyal medya trolleri üzerinden yürütülen Rusya destekli operasyonlar katılımcılar ile paylaşıldı.
NATO’nun cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele alanında yürüttüğü misyonlar konuşuldu. NATO orduları içerisinde en az kadın personele sahip olan ülke Türkiye olmasına karşın ülkemizin Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara hukuki anlamda erkekler ile eşit haklar sağlaması paylaşıldı. Bununla ilgili olarak da ilk kadın savaş pilotumuz Sabiha Gökçen özelinde Türk kadınının çağdaşlaşma süreci anlatıldı.
Nükleer felaket/savaş durumlarında İttifak ülkelerinin tam dayanışma ve bilgi paylaşımı ile felaketin koşullarını iyileştirmeye yönelik nasıl bir işbirliği yürütebileceği tartışıldı. NATO’nun askeri bir ittifak olmasıyla beraber diğer alanlarda da doğal bir müttefiklik ve dayanışma mekanizması oluşturmasının önemine dikkat çekildi.
NATO’nun Geleceği oturumu ile Avrupa Birliği oturumu ortak gerçekleştirildi. Genişleyen Avrupa Birliği’nin en çok para harcadığı konu olan mülteci krizinde hayata geçirilmesi muhtemel politikalardan bahsedildi. NATO’nun mülteci krizi konusunda Türkiye ile Yunanistan arasındaki işbirliğini geliştirerek krizin aşılması yönündeki yararına vurgu yapıldı. Türkiye’nin Rusya’dan S400 alımının ve ABD’nin Suriye’deki Kürt militanlar ile yürüttüğü işbirliğinin geçici politikalar olduğu ve İttifak’ın geleceğini etkileyemeyeceği konuşmacılar tarafından vurgulandı. Bunlarla beraber Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ile NATO üyeliğinin paralel gelişen perspektifler olduğu da paylaşıldı.